Çuvaldızı kendimize batıralım 2

Çuvaldızı kendimize batıralım.
Karayolu Trafik Güvenliği Startejisi ve Eylem Planı kapsamında; T.C İçişleri Bakanlığı, (Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı) Milli Eğitim Bakanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, (Karayolu Düzenleme genel Müdürlüğü) Türkiye Belediyeler Birliği,  Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu,Tüvtürk ve TOBB. Karayolu Yolcu Taşımacılığı Sektör Meclisi, işbirliğinde, Üniversitelerin, ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla 12-13 Eylül 2017 Tarihinde Ankara’da “Trafik Güvenliği ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı” konusunda çalıştay düzenleneceğini öğrenmiş bulunuyoruz.

Düzenlenecek çalıştayın son derece yerinde ve zamanlamasının mükemmel olduğunu söyleyebilirim..
Böyle bir çalıştaya neden gerek görüldüğü sektörümüzde iyi anlaşılması için istatistiki gerçeklere 2016 Yılında ve yılbaşından bu güne kadar otobüs kazalarına bakmamız lazım.
Yurt genelinde yıl başından bu güne kadar  yaşanan trafik kazalarında, yolcu taşımacılığı  faaliyetini sürdüren araçların kazalara karışma oranlarının arttığı görülmektedir. Otobüs ile yapılan şehirlerarası yolcu taşımalarında ölümlü ve yaralanmalı kazaların artmış olması bu çalıştayın yapılmasını gerekli kılmaktadır.



T.C İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü,Trafik Eğitim ve Araştırma ve Trafik Uygulama ve Denetleme dairesi bünyesinde  Karayolu yolcu taşımacılığında trafik kazalarının azaltılması ve alınması gerekli tedbirler konusunda uzun bir zamandan beri bir ciddi bir çalışma yürütüyor.
Böyle bir çalışmanın ne kadar önemli ve elzem olduğu son hafta içinde peşpeşe yaşadığımız üzücü kazalarla da oraya çıkmıştır.
Umarım bu çalıştaya katılacak kişi ve kurumların temsilcileri sorunun tespit edebilecek, çözüm önerileri getirebilecek gerçekleri anlatabilecek kişilerden oluşur.

Malumunuz geçen hafta, Amasya Merzifon, Kayseri ve Aksaray’da 3 Otobüs kazası yaşadık.
Bu kazalarda 6 vatandaşımız hayatını kaybetti, üç kazada, yüze yakın yaralı var.
Kazalarda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza şoför meslektaşıma tanrıdan rahmet , kederi ailelerine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum.
Yaralılara geçmiş olsun dileklerimle acil şifalar diliyorum.
Her kazadan sonra, insani ve vijdani açıdan sorumluluğumuz yerine getiriyoruz, taziye ve dileklerimizi yeniliyoruz. Allah bir daha göstermesin diyoruz da
Sonuç?
Değişen bir şey yok. Temel sebeplerine eğilmiyoruz, gerekli tedbirleri sektör olarak almıyoruz.
2012 Yılında yayınlanan “Trafik Güvenliği Startejisi ve Eylem Planı’nda” belirtilen  Uykusuzluk ve yorgunluktan kaynaklı kazaların önlenmesi, ve alınması gereken tedbirler konusunda  bu güne kadar ciddi bir uygulma  yapılmadı.
Şöförün araç kullama süresinin yeterli olup olmadığına baktık, şoför gerçekten dinlenebiliyormu diye bakmadık. Sadece otogar çıkışlarına araçta yeterli şoför olup olmadığına baktık, denetimleri yeterli gördük, Olaya şoförlerin çalışma şartları, uyku ve istirahatleri konusundan hiç bakmadık ne yapabiliriz sorusuna sektörce cevap aramadık.

Yaşadığımız üç kazada yetkililerin ilk açıklamalarından ve yolcuların ifadelerine göre, edindiğim intiba, kazaların uykusuzluk ve  yorgunluktan kaynaklandığıdır.
Şoförün uyuması veya bir anlık dalgınlığı sebebiyle  aracın kontrolünü kaybetmesi neticesinde aracın yoldan çıkması şeklinde meydana gelmiş olmasıdır.

Sektörün sorunu uykusuz ve yorgun şoför sorunudur.
Efendim, tecrübeli şofördü, yasal süreler içinde araç kullanmış, mola yerinden yeni çıkmış, direksiyonu yeni almış,  gibi mazeretler işe yaramıyor. Bu gibi mazeretlerle işi geçiştiremeyiz.
Olan oldu! Ölen öldü kalan sağlar bizimdir yola ayı şartlarda devam. Diye diye bu günlere geldik ancan bu durum sürdürülemez bir noktaya geldi.
Burada şoförlerin durumu hakkında bir durum tespiti yapmak istiyorum.
Adam bıkkın, adam yorgun, adam bitmiş, adam zehirlenmiş kardeşim. Birikim olmuş, Adam ev, çoluk çocuk yüzü görmüyor adamın yatağı 2,5X1 metrelik bağaj olmuş. Nasıl dinlensin bu insan!
Mazeret aramayalım, çözüm arayalım. Bundan sonra bu kazaların olmaması  en azından engellenmesi ve azaltılması için ne yapmalıyız? sorusuna çözüm üretmediğimiz sürece, temenni etmiyorum ama tür kazalar artarak devam edecektir…

Bu mesleğin içinden gelenler iyi bilir. Otobüs şoförünün sermayesi uykudur denir.
Otobüs şoförünün bağajda uyuduğu uyku tilki uykusudur.
Her frende,her roterdar kullanımında, aracın viraja sert girmesi halinde,  yanından geçen aracın gürültüsünde ve her çıtırtıda uyanır. Yol arkadaşının araç sürmesinden tedirgin olursa hiç uyuyamaz. Derin uykuya (REM) geçemez. Derin uykuya geçemezse vucut dinlenmez.
Dinlenmezse, rahatsızlıklar başlar. Süreklilik arz ederse bu durum iç organlardan başlayarak bedeni ve psikolojik sağlığın kaybedilmesi Sonucunu ister ietemez getirir.

Şehirler arası çalışan otobüs şoförlerimiz fiziksel ve mental olarak yorgundur. Şoförlerin bir çoğu sağlık sorunları yaşamaktadır. Çoğu asabidir, ağresiftir, dengesiz beslenme ve obezite hat safhadadır.
Migde rahatsızlığı, yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve meslek hastalığı olan ,homeroid son derece yaygındır. Bunları şoför meslektaşlarımız saklar söyleyemez.
Otobüs şoförleri sağlığı  konusunda ülkemizde ciddi olarak sağlık taraması yapılmamıştır.
Ehliyetlerin yenileme sürecinde sağlık raporu istenmesi son derce doğru bir uygulamadır.

Fiziksel yorgunluk istirahatle dinlenmeye geçer, mental yorgunluk ise, kısa süreli istirahatlerle geçmez.  Mental Yorgunluk fiziksel değil, zihinsel yorgunluktur. Fiziksel olarak çok iyi durumda olan kişinin yorgunluğunun  sebebi, zihnen,  meslekte ve sektörde bir gelecek olmadığı düşüncesi, a sosyal hayat, geçim derdi, aileden ayrı kalma, hayata olan beklentilerini ve inançlarını kaybetmiş olmaları ya da hayat mücadelesini kazanamayacaklarına inanmalarıdır.

Kısacası, iç dünyasında, düşünmekte, yapamadım, edemedim, yetişemedim.
Anamı, babamı, ailemi iş uğruna ihmal ettim düşüncesi, yogun iş temposu ve sürekliliği  direksiyondaki kişiyi yıpratmaktadır. Çalışma şartlarının ağırlığı sürekli gece yolculuğu, yapılan işin sorumluluğun ağır olması, çalışmasının,maddi olarak karşılığını alamamak, kişide bıkkınlık, bedbinlik  duygusu yaratarak aşırı  strese yol açmaktadır. Kişide bu birikimin adı, Mental Yorgunluktur.
Şoförün uykusuz ve yorgun olmasını yanında mental yorguluğunun da olması kaza yapma riskini önemli bir oranda arttırmaktadır.

Otobüs şoförlüğü mesleği son yıllarda Kendisini tükenmiş hisseden, odaklanma sorunu yaşayan, yapması gereken işleri yapmaktan kaçınan ve yeni sorumluluklar almaktan çekinen mutsuz ve bıkkın hisseden kişilerin çoğunlukta olduğu bir meslek haline gelmiş bulunmaktadır.
Mutlaka bu sorunu ciddiye almamız gerekiyor.
Meslek öncelikli olarak, saygınlığını kaybetmiş tercih edilen bir meslek olmaktan çıkmıştır. Tabandan muavinlikten şoför yetişmiyor. Yeterli sayıda okul yok, Bir iki otobüs kullanma sevdalısı dışında, yeni şoför mesleğe girmiyor. Mevcutları da elimzde tutamıyoruz. Ya mesleği bırakıyorlar başka alanlara geçiyorlar, Özellikle kazancının daha iyi olması nedeniyle  uluslararası nakliye sektörüne otobüs sektöründen geçiş yapıyorlar.

Otobüs kazaları konusunda sektörün tek düşündüğü, bu iş gittikçe zorlaşıyor! aman kimsenin başına gelmesin, Allah tekrarını göstermesin,  Allah yardımcısı olsun ve sabırlar dilemektir.
Başta STK kuruluş temsilcileri, yazarlar çizerler kananat önderleri, ve sektörümüzde kurumsal olduğunu iddia eden işletmelerin üst düzey yöneticilerini de dahil ediyorum, şoförlerin sorunlarını dile getirmek yaşadıkları sıkıntılarını dile getirmek sektörce bir uygulama ile sorunu ortadan kaldırmak noktasında dile getirildiğini ciddi, önerilerin getirildiğini ben görmedim.
Bu bir tabudur. Dile getirilmez söylenmez konuşulmaz.!

Hepimiz biliyoruz, işletmelerin yasa ve yönetmeliklerden kaynaklanan sorumlulukları ve yükümlülükleri var. Bu tartışılır bir konu; Getiren var getirmeyen var. Bır kısmını uygulayıp bir kısmını uygulamayanlar idareyi maslahat edenler  ve açıkça istismar edenler  de var.
Şoförlerimizin, sgk primlerinin ödenmemesi, maaşın düşük gösterilmesi, eksik ödenmesi, hiç  maaş ödenmemesi, harcırah, ikramiye, nin bordroya ilave edilmemesi, haftalık  ve yıllık izin, kullanımı haftalık çalışma saatlerine uyulmaması, işten çıkarılma durumunda, kıdem ve ihbar tazminatının ödenmemesi  gibi bir çok konuda sektörümüzün eksiklerinin olduğu bilinmektedir.
Bu konuda Yurt genelinde bu sektörde mağduriyetlerin yaşandığı,  iş mahkemelerinde yüzlerce dava olduğunu federasyona gelen görüş bildirme taleplerinden  biliyorum.
Uygulamalarda Şoförlerin çalıştırılmasında 2918 Sayılı Karayolu Trafik Kanunu,  4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve  İş kanunu ve ilgili yönetmelik hükümlerine uyulmadığı, çalışanların haklarını alamadıkları magduriyet yaşadıklarını eksiklerimiz olduğu yasal haklarını bile kullanmakta zorlandıkları açıkça dile getiriliyor, sektörce de biliniyor.
İşletmelerin çalıştırdıkları işçilerinin personelinin ve şoförlerinin maddi ve manevi sorumlulukların yerine getirilme noktasında eksikliklerimizin olduğu aşikardır.
Karayolu yolcu taşımacılığı sektöründe “Her bilinen görülmez, her görülen de söylenmez” misali üç maymun oynanıyor sektör gerçekle yüzleşmek, istemiyor.

Ancak her geçen gün kazalar artıyor. İşletmeler açısından maddi zararlar, manevi tazminatlar  bir tarafa İnsan hayatı açısından her yıl yüzlerce insan hayatını kaybediyor. Ocaklar sönüyor, sakat kalanlar  var maddi ve manevi destekten yoksun kalanlar var.
Bizi ne harekete geçirecek acaba merak ediyorum. Bu işe kim dur diyecek?
Otobüs kazalarında şöförlerin uykusuz ve yorgunluğu birinci sebep olduğu aşikar!
sektörün kabul etmesi gereken gerçek şudur Bu şoförler otobüste uyuyamıyor dolayısıyla dinlenemiyor.

O zaman ne yapalım? Bu şoförleri nasıl dinlendirelim?
Altına son model bilmem kaç bin avroluk araba çektik, bağajda hilton da var uyusun uymasına dinlenmesine mani durum mu var. Gitsin gelsin işte klimalı ısıtmalı yatak da  var! Bizim zamanımızda bunların hiçbiri yoktu demek insafsızlıktır. Tesilerde yemek bedava, itibar bol, harcırah da veriyoruz, maaş da veriyoruz.
Namkörlük etme daha ne istiyorsun! Demek insan ve emek istismarının zirvesidir.
Adını siz ne koyarsanız koyun.
Efendim garajlarda emniyet trafik polisleri kontrol yapıyor. Taşıma mesafesine göre otobüste yeterli şöför yoksa çıkış vermiyor. Yolda da denetim var!

Çıkış vermiyor yolda denetim yapılıyor da seferler mi duruyor. Kazalar mı azalıyor?
Sektörce bir çözüm mü üretiliyor!

İşini yasa ve yönetmeliklere uygun şekilde yapan işletmeleri tenzih ediyorum. Ancak bazı gerçekleri de burada dile getirmemiz gerekiyor.
Devreye emekli ehliyetleriyle işlem yapılıyor veya belli bir ücret karşılığı yola hiç gitmeyen araba sürmeyen yedekçiler ve ehliyetleri devreye giriyor. Sektör kendi içinde hemen pratik çözüm üretiyor.
Ne uğruna? neyin bedeli? Bunun bedeli kime ödetiliyor?
Avrupa’da ülkemizde yapılan şehirlerarası tarifeli ve düzenli yolcu taşımacılığına benzeyen tek ülke İspanya’dır. Ülke genelinde her şehirde havaalanına sahip olmasına ve  veya tren yolu ulaşımı yaygın olmasına rağmen otobüs ile şehirlerarası taşımacılık üçüncü alternatif olarak tercih ediliyor ve yaygın olarak kullanılıyor. AB İçinde bir çok büyükşehire eurolines sistemine dahil olan otobüslerle ulaşım mümkün. İşletme modeli olarak bizden çok ilerdeler. Biletlerin %84 ü internet üzerinden online olarak satılıyor. Tahmin edebileceğiniz gibi,internet üzerinden oratak satış ve seyahat planlayıcısı siteler sayesinde seyahat planlaması yapabiliyor ve biletinizi alabiliyorsunu. İspanya da otogarlar son derece temiz ve şehir merkezlerinde, Tren ve metro bağlantılarıyla destekleniyor.

İspanya’nın en büyük ve en çok kullanılan otobüs operatörü kesinlikle ALSA’dır. Kısacası, seyahat edeceğiniz olan tüm hatlarda otobüs bağlantısını bulma ihtimaliniz, ALSA’nın tüm önemli şehirlere taşımacılık yaptığı hizmet ve oraganizasyon yapısı güçlü olduğu için tercih edilmektedir. 1889’da kurulan ALSA kaliteli hizmet ve dakikliğiyle ünlüdür.. Otobüs işletmeleri arasındaki İspanyol amiral gemisi olduğu kesindir.
Şimdi İspanya’da Otobüs işletmeleri bu işi nasıl çözmüşler şoförler çalışma saatleri ve mesaileri nasıl
buna bakalım.
Yasal olarak ülkemizdeki şartlar bire bir aynı! 24 saatlik herhangi bir süre içinde; toplam olarak 9 saatten ve devamlı olarak 4,5 saatten fazla araç sürmeleri yasaktır.

Peki 500 Km aşan mesafelerde araçta 2 veya 3 şoför bulundurma zorunluluğu var mı?
Böyle bir zorunluluk yok.
Otobüste istirahat etme uyuma ve istirahat süresi bitince direksiyona geçme gibi bir uygulama varmı? Yok…
Peki bu işi nasıl çözüyorlar?
Otobüsün çıkış yaptığı noktadan varış noktasına kadar ğideceği güzergahta 500 Km mesafelerde yolda şoför değişiyor.
Bu değişim otobüsün güzergah üzerinde uğradığı otogar veya dinlenme tesisinde de olabiliyor.
Aracı o noktaya getiren şoför iniyor evinde dinlenmiş ve istirahat etmiş yeni şoför biniyor ve yeni parkuru o tamamlıyor. Gideceği mesafe uzun ise üçüncü şoför değişikliği de  yapılıyor.
Bir şoför en fazla günde 500 Km araç kullanıyor.
Örneğin Kuzey batıda bulunan Vigo şehri ile ile BARCELONA  arasında yapılan 1153 Km yolda
Vigo- Leon arasını 1 nci şoför, Leon- Zaragoza arasını 2 nci şoför Zaragoza- Barcelona arasını 3 cü şoför tamalıyor.
Bu şoförler tam tersinden gelen yeni otobüsleri geriye doğru kullanarak ikamet ettikleri şehirlere dönüyorlar ve evlerinde kesintisiz en az 11 saat  istirahate çekiliyor ve dinleniyorlar.
Otobüste uyumak dinlenmek söz konusu değil.
Denetim  şoförlerin fazla mesai yaptırılması fazla kilometre yaptırılması mümkün mü?
Mümkün değil. Denetimler  e ortamda yapılıyor ihlali durumunda ve yaptırımlar çok çok ağır. işçi ve şoför sendikaları çok güçlü, anında devreye giriyorlar Sosyal güvenlik açısından işverene çok ağır yaptırımları var.
İspanya’da otobüs kazası hiç olmuyormu? Tabiki oluyor ancak şoförlerin uykusuz ve yorgunluğu hiç bir zaman birinci neden değil.
Tüm bu planlama bütün ispanyol otobüs şirketlerinde var ve mükemmel bir şekilde işliyor.
Burada insana saygı ve yolcuya  verilen değer ön plana çıkıyor.
Bu durumu istismar etmeye veya delmeye çalışan zihniyet yok ve en önemlisi bence budur.

Bizim ülkemizde bu model uygulanabilir mi? İstenirse,istismar edilmezse , uygulanabilir.
Çalışan ve başarılı bir sitemin ülkemizde de uygulanması bence en mantıklısıdır.
İşletmelerin bu iş modelini benimeleri ve uygulamaları sorunu azaltacak dolayısla uykususluk ve yorgunluktan kaynaklanan kazaları önemli oranda azaltacaktır.

Kölelere asla özgür olacakları kadar ödeme yapmazlar. Hayatta kalmalarına yetecek kadarını verirler ki çalışmaya devam etsinler.”

Charles Bukowski

Saygılarımla
Nusret ERTÜRK

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Close Bitnami banner
Bitnami